Maraş Katliamı iki solcunun öldürülmesiyle başladı. Katliam 23 ve 24 Aralık 1978'de gerçekleştirildi. Katliamın hazırlık süreci 8 ay öncesine kadar gitmektedir.
MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in çeşitli dönemlerdeki konuşmaları ve MHP'nin Maraş'taki etkinlikleri katliama örnek delillerdir. Katliamdan bir hafta önce, Alevilerin ve solcuların çoğunluk olarak yaşadıkları semt ve mahallelerde görevli olduklarını ifade eden bazı kişilerin "tuhaf" bir nüfus sayımı yaptıklarını söyleyerek evleri dolaşarak, evlerde kaç kişinin yaşadığı gibi sorular sorarak ve evlere yeni numaralar vereceklerini söyleyerek kapıları kırmızı boya ile işaretlemişlerdir. Bazı belgelerde ise PTT görevlileri olduklarını söyleyen kişiler, mektupların kaybolmasını engellemek için bir çalışma yaptıklarını söylemek suretiyle kapılara boyayla işaretler koymuşlardır. Bu işaretlemelerin amacı, Alevi ve Solcu evlerini belirlemek ve kendi yandaşlarına zarar vermemektir.
Çiçek Sineması Olayı:
Ülkücü Gençlik Derneği tarafından getirilen "Güneş Ne zaman Doğacak" adlı film 16 Aralık 1978'de Çiçek Sineması'nda gösterime sokulur. 19 Aralık Günü 20.00 seansının sonuna doğru tesiri az bir patlayıcının patlamasıyla bir tahrik başlar. Salonda film sırasında sık sık "Müslüman Türkiye" "Milliyetçi Türkiye" “Koministler Moskova'ya”, "Başbuğ Türkeş" gibi sloganlar atılır. Filmi izleyenler arasında bulunan bir grup Ülkü Ocağı mensubu, "Bunu solcular attı" yollu söylemleriyle diğer izleyicileri de tahrik etmek suretiyle PTT ve CHP binalarına slaganlar atarak yönelmiş ve saldırılarda bulunmuşlardır.
Polisin olaya el koyarak, olayın ülkücüler tarafından gerçekleştirildiğini ispatlaması sonucu bazı kişiler gözaltına alınır. Patlamanın arkasındaki kişinin Ökkeş Kenger olduğu anlaşılır.
20 Aralık'ta akşam saatlerinde "Alevi ve Solcuların çoğunlukla gittiği Yeni Mahalle'de bulunan Akın Kıraathanesi'ne patlayıcı madde atılır ve iki kişi yaralanır. Sonraki akşam bir başka patlamada sağ görüşlü Güngör Gençay adlı birisinin evine atılır. Aynı akşam (21 Aralık 1978) Maraş Meslek Lisesi öğretmenlerinden Hacı Çolak ve Mustafa Yüzbaşıoğlu okuldan evlerine giderken silahlı saldırıya uğrarlar. Solcu olarak bilinen öğretmenlerden Hacı Çolak olay yerinde yaşamını yitirirken Mustafa Yüzbaşıoğlu'da hastaneye götürülmesine rağmen kurtarılamaz. "solcu" öğretmenlerin cenazeleri önce Maraş Lisesi önünde, ardından da beşbin kişinin katıldığı kortej halinde Ulu Cami'ye doğru yola çıkar. Bu arada faşist ve sağcı gruplar cenaze törenine saldırmak için geceden çevre il, ilçe ve köylerden adam getirmek için "Koministler, Aleviler Cuma namazında camileri bombalayacaklar, Müslüman kardeşlerimizi katledecekler. Bunun hazırlığını yapıyorlar. Müslüman kardeşlerimizi katliamdan korumak için toplanalım ” yollu çağrı propagandalarda bulunurlar. Öte yandan Maraş Müftüsü de resmi araçlarla kenti dolaşarak Sünni halkı kışkırtmıştır.
Devlet Hastanesi Başhekimi'nin, Cumhuriyet Savcısı'nın zorlamasına rağmen cenazeleri Cuma namazının bitimine denk getirmesi, işlemleri geciktirmesi başka bir soru işaretidir.
Cenaze kortejinin camiye doğru giderken polis ve askerler pankartlara kadar her şeyi toplarlar. Cenazeler camiye yaklaştığında toplanan saldırganlar "Komünistler Moskova'ya, Katil İktidar" sloganlarıyla saldırıya geçerler. Üzerlerinde bulunan taş, sopa, kiremit parçaları ve patlayıcı maddelerle korteje saldırmalarının ardından polisin grupların arasından çekilmesi ve jandarmanın yetersiz olmasıyla cenaze korteji dağılır ve cenazeler sahipsiz kalır. Cenazeler askerler tarafından Devlet Hastanesi morguna kaldırılır.
Gruplar halinde kent içine yayılarak Aleviler’in yoğun olarak bulunduğu mahallelere saldıran faşistler önlerine çıkanları dövmeye, ev ve işyerlerini tahrip etmeye başlamışlardır. DİSK, TÖB-DER, Pol-DER, CHP, TİKP, Tekstil Sendikası ve Sağlık Müdürlüğü binaları yıkılıp yakılır, av tüfeği satan dükkanları talan ederek silahları alırlar. Sokak aralarındaki çatışmalarda üç saldırgan hayatını kaybeder. Geç saatlere kadar süren çatışmalar, askerler tarafından denetim altına alınır. Bu arada 100'e yakın işyeri tahrip edilmiştir, yıkılmıştır
MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in çeşitli dönemlerdeki konuşmaları ve MHP'nin Maraş'taki etkinlikleri katliama örnek delillerdir. Katliamdan bir hafta önce, Alevilerin ve solcuların çoğunluk olarak yaşadıkları semt ve mahallelerde görevli olduklarını ifade eden bazı kişilerin "tuhaf" bir nüfus sayımı yaptıklarını söyleyerek evleri dolaşarak, evlerde kaç kişinin yaşadığı gibi sorular sorarak ve evlere yeni numaralar vereceklerini söyleyerek kapıları kırmızı boya ile işaretlemişlerdir. Bazı belgelerde ise PTT görevlileri olduklarını söyleyen kişiler, mektupların kaybolmasını engellemek için bir çalışma yaptıklarını söylemek suretiyle kapılara boyayla işaretler koymuşlardır. Bu işaretlemelerin amacı, Alevi ve Solcu evlerini belirlemek ve kendi yandaşlarına zarar vermemektir.
Çiçek Sineması Olayı:
Ülkücü Gençlik Derneği tarafından getirilen "Güneş Ne zaman Doğacak" adlı film 16 Aralık 1978'de Çiçek Sineması'nda gösterime sokulur. 19 Aralık Günü 20.00 seansının sonuna doğru tesiri az bir patlayıcının patlamasıyla bir tahrik başlar. Salonda film sırasında sık sık "Müslüman Türkiye" "Milliyetçi Türkiye" “Koministler Moskova'ya”, "Başbuğ Türkeş" gibi sloganlar atılır. Filmi izleyenler arasında bulunan bir grup Ülkü Ocağı mensubu, "Bunu solcular attı" yollu söylemleriyle diğer izleyicileri de tahrik etmek suretiyle PTT ve CHP binalarına slaganlar atarak yönelmiş ve saldırılarda bulunmuşlardır.
Polisin olaya el koyarak, olayın ülkücüler tarafından gerçekleştirildiğini ispatlaması sonucu bazı kişiler gözaltına alınır. Patlamanın arkasındaki kişinin Ökkeş Kenger olduğu anlaşılır.
20 Aralık'ta akşam saatlerinde "Alevi ve Solcuların çoğunlukla gittiği Yeni Mahalle'de bulunan Akın Kıraathanesi'ne patlayıcı madde atılır ve iki kişi yaralanır. Sonraki akşam bir başka patlamada sağ görüşlü Güngör Gençay adlı birisinin evine atılır. Aynı akşam (21 Aralık 1978) Maraş Meslek Lisesi öğretmenlerinden Hacı Çolak ve Mustafa Yüzbaşıoğlu okuldan evlerine giderken silahlı saldırıya uğrarlar. Solcu olarak bilinen öğretmenlerden Hacı Çolak olay yerinde yaşamını yitirirken Mustafa Yüzbaşıoğlu'da hastaneye götürülmesine rağmen kurtarılamaz. "solcu" öğretmenlerin cenazeleri önce Maraş Lisesi önünde, ardından da beşbin kişinin katıldığı kortej halinde Ulu Cami'ye doğru yola çıkar. Bu arada faşist ve sağcı gruplar cenaze törenine saldırmak için geceden çevre il, ilçe ve köylerden adam getirmek için "Koministler, Aleviler Cuma namazında camileri bombalayacaklar, Müslüman kardeşlerimizi katledecekler. Bunun hazırlığını yapıyorlar. Müslüman kardeşlerimizi katliamdan korumak için toplanalım ” yollu çağrı propagandalarda bulunurlar. Öte yandan Maraş Müftüsü de resmi araçlarla kenti dolaşarak Sünni halkı kışkırtmıştır.
Devlet Hastanesi Başhekimi'nin, Cumhuriyet Savcısı'nın zorlamasına rağmen cenazeleri Cuma namazının bitimine denk getirmesi, işlemleri geciktirmesi başka bir soru işaretidir.
Cenaze kortejinin camiye doğru giderken polis ve askerler pankartlara kadar her şeyi toplarlar. Cenazeler camiye yaklaştığında toplanan saldırganlar "Komünistler Moskova'ya, Katil İktidar" sloganlarıyla saldırıya geçerler. Üzerlerinde bulunan taş, sopa, kiremit parçaları ve patlayıcı maddelerle korteje saldırmalarının ardından polisin grupların arasından çekilmesi ve jandarmanın yetersiz olmasıyla cenaze korteji dağılır ve cenazeler sahipsiz kalır. Cenazeler askerler tarafından Devlet Hastanesi morguna kaldırılır.
Gruplar halinde kent içine yayılarak Aleviler’in yoğun olarak bulunduğu mahallelere saldıran faşistler önlerine çıkanları dövmeye, ev ve işyerlerini tahrip etmeye başlamışlardır. DİSK, TÖB-DER, Pol-DER, CHP, TİKP, Tekstil Sendikası ve Sağlık Müdürlüğü binaları yıkılıp yakılır, av tüfeği satan dükkanları talan ederek silahları alırlar. Sokak aralarındaki çatışmalarda üç saldırgan hayatını kaybeder. Geç saatlere kadar süren çatışmalar, askerler tarafından denetim altına alınır. Bu arada 100'e yakın işyeri tahrip edilmiştir, yıkılmıştır